Karşılaşmalar - eleştiri

Tiyatro Öteki Hayatlar, H.Can UTKU'nun yazıp yönettiği "Karşılaşmalar" isimli oyunla 3 kasımdan bu yana seyirci karşısına çıkmakta. Oyun, şehir yaşantısı içinde kaos içine düşen bunalımlı karakterleri sahneye taşımakta. Sadece belirli kalıp ve döngüde cebelleşen üç ayrı kuşağın -birliktelik arzulu- yaşantısına trajikomik bakış açısından bakan "Karşılaşmalar", sahne dinamiğinin doruk noktasına çıktığı oyuncu performansına sahip. Kalıplaşmış bazı metaforların ironiye alınarak işlenmesi, oyunun farkındalığını ortaya çıkarıyor.

Grubun daha önce "öteki"adlı oyunlarının eleştirisini yazmış bulunuyorum. Oyunla ilgili detaylara geçmeden, H.Can Utku'nun oyun yazarlığı hakkında kritik yapmak, "Öteki Hayatlar"ın tiyatral persfektifini ortaya çıkaracaktır. Can Utku, tiyatral yazımın henüz daha olgunlaşmamış evresinde duruyor. Hayatının girdapları içersinde, o'nun duygularında sadece 'apartman hayatı, büyük şehir yalnızlığı, kişilik çatışmaları' genişçe yer tutuyor. Duyumsal zekasını kullanarak yarattığı oyunlarında aynı temaları işleyerek, düşselliği dışarıda biriktiriyor. Bu da grubun günümüz bireysel sorunları işleyen metinlerle sahneye çıkmasının en büyük sebebi. Peki bu durum sakıncalar yaratıyor mu? Metin olarak değil ama, seyirci potansiyeli olarak evet sorun çıkarabilir. Çünkü duygusal alımsama insan yaşantısının gördükleriyle ilişkilidir. H.Can Utku'nun durduğu noktadan yaşama bakabilmek için, aynı sistematiğin içinde erimek gerekli. Akışkan dili, bireysel konulara yakınlığı, kadın-erkek aymazlığı üzerine çatışmaları o'nun en önemli özelliği. Ama düşsel yetisini muhakkak sahneye koymak zorunda!

Oyun 3 tablodan meydana geliyor. Her tablo belirli bir yaş grafiğinin hayatına göndermeler yapıyor. 1.Tablo 20-25 yaşlarına, 2.Tablo 35-40 yaşlarına, 3.tablo 60-65(!) yaşlarına değiniyor. 3. tabloda ciddi problem grubu bekliyor. Yaş seçimi ile oynanan metin arasında çok büyük farklılıklar arz ediyor.

Pelin Doğru ve Mustafa Eren'in oynadıkları, tek perdeden oluşan oyunda tabloların oluşturulmasında 'dış sesin' kullanılması zekice düşünülmüş. Oyun içinde oyun mantığı ile yapılan bu seçim, oyuncuların sahneden sahneye geçtiği bölümlerde işlerin oturmasını, konsantrasyon eksikliğinin giderilmesini sağlıyor.

1.Tablo

Bu tabloda 20 ile 25 yaş grafiği arasında yeni tanışan iki gencin komik ve beklentinin ön planda olduğu diyaloklar gösteriliyor. Kadının arzusu, erkeğin kadından beklentisi ile karşıtlık oluşturuyor. Pelin Doğru giriş tablosunda başlangıç itibariyle çokta kendisini hissettiremiyor. Oyun ilerledikçe rolüne gösterdiği titizlik sayesinde, ipleri bütünüyle eline alıyor. Mustafa Eren'in bir türlü kendisini veremediği, oyunculuğunu ortaya koyamadığı bu ilk bölümde; şu yaşlılık diyaloğu çok uzuyor. M.Eren biraz daha duygu bütünlüğünü ön plana çıkararak oyuna sarılır ise, bu bölümdeki durgunluğunu üzerinden atacak. Bölümde metinde değiştirilmesi gereken bir yer olduğu kanısındayım. Çok fazla içki içen 20 yaşlardaki kadına, erkek çok içki içmemesi gerektiğini belirtiyor. Ama kadın bu duruma ".10 yıldır içiyorum." gibi zaman durumuna uymayan cevapla karşılık veriyor. Benim anladığım bayan, en fazla 23 yaşında. E peki nasıl oluyor da çocuk yaştan bu yana içki içiyor? Her halde orta okul yıllarından 23 yaşına dek içen bir bayanın, o an yaşamla olan tüm bağlarının bitmiş olması gerekir.

2.Tablo
Bu bölümde derli toplu bir eve sahip erkeğe, çekingen ve duygusal patlamaya ulaşmış bir kadına; yani işin özü orta yaşta iki insanın karşılaşmalarına tanık oluyoruz. Bir önceki sahnedeki delidolu rolden sıyrılan Pelin Doğru, bu sahnede hanım hanımcık görünüşe bürünüyor. Fakat bu bölüm başlamadan önce üzerini arka kısımda değiştirse ya. Arkası dönük giydiği kostümleri pekala sahne ardında da giyebilirdi. Oyunculuğunun çok güçlü olduğunun farkına varması lazım bir an önce. Bu gibi durumlara hiç mi hiç gerek yok. Bu sahnede Mustafa Eren oyunculuğu ile bir adım öne çıkıyor. İlk bölümdeki tutukluluğunu üzerinden atıyor. Yalnız şu "s" harfinin söylenilişi üzerine biraz çalışmalı. "s" leri üzerine çok bastırarak söylediği için, konuşmasının hızı yavaşlıyor. P.Doğru'nun oynadığı karakterin ilk önce beliren seks düşüncesi daha sonra tanıma arzusuna dönüşüyor. Bu devinimde gayet başarılı bir performans gösteriyor Sayın Doğru. Erkeğin psikolojik tahlillerini aktaran M.Eren'i çok başarılı buldum. Kadın-Erkek aymazlığının işlendiği, sabırla ilerleyen konuya her iki oyuncu da hakim.

3.Tablo
Son tablo için oyunculuk yetenekleri ön planda her iki oyuncunun. Ama konuda 60'lı yaşlarda bir kadının evinde yaşadığı girdap, tesadüfen o eve gelen televizyon tamircisi ile değişiyor. Pencere kenarında çiçeği sohbet eden kadın, koşuşturmaca içinde yorulan tamircinin gelişi ile içinde biriken duygularını açığa vuruyor. Ama bu dışa vurumcu yaklaşım daha çok 80 yaşlarındaki iki insanın konuşmasını andırıyor. Oyuncuları bu sahneye hazırlayan Yönetmen H.Can Utku konuşma ve davranış yaklaşımlarını göz ardı etmiş. 60'lı yaşlardaki iki insanı sahnede görebilmek çok ama çok zor.

Oyun başlarken dış ses koltukların üzerinin 'beyaz örtü' ile örtüldüğünden bahsediyor. Ama örtülen örtüler -ki ışık yanılsaması da olabilir fakat çok dikkatli bakmaya çalıştım- krem rengine daha yakındı. İki yaşlı insanın konuşmalarında akıl üstünlüğü ön plana çıkıyor. Ama o yaşlardaki insanların psişiklerini tahlil edecek olursak, kesinlikle akıl üstü fikirler göremeyiz. Zihnin kendisini yenileyememesi yüzünden, hızla bebekleşen insan, doğuduğu ana doğru yol alır. Alfred Adler "Cinsiyetler Arasında İşbirliği"* isimli yazınsalında 60'lı yaşlarda insanın 'seks' dürtüsünden çok 'ölüm' dürtüsünün paylaşımına dikkat çeker. Bu noktada Sigmund Freud'dan ayrılarak, davranışı belirleyen etmenleri yaş gruplarına göre ayırır Adler. Öyleyse neden iki yaşlı insan cinsel birleşme arzusuna doğru yol alıyor? Diğer iki tablodaki davranışların konu özü ile bütünleştiğini varsayarsak, bu bölümün baştan tekrar yazılması gerekliliği ortaya çıkıyor.

Tiyatro Öteki Hayatlar, Beyoğlu Oyuncular Kahvesi Cem Safran Sahnesi'nde oyunlarını sergilemeye devam ediyor. Grupta en fazla dikkat çeken oyuncu Pelin Doğru. Oyunculuk yeteneği olağan üstü güzellikte ilerliyor. 'Öteki' oyunundan daha başarılı buldum kendisini. Bu performansı devam ettiği müddet kim bilir belki de bu yıl bir ödül alabilir. 'Öteki Hayatlar'ın büyük şehir polemiğine göndermeler yaptığı "Karşılaşmalar" sezon içinde muhakkak izlenmesi gereken bir oyun.

Yaşam KAYA