İnsanın hayatını kader ya da mistik güçler belirlemez kuşkusuz. Hayatının her aşamasında aldığı kararlar, korkuları, tercihleri ve seçimleridir onu bulunduğu noktaya getiren... İnsanın seçimleri ve hayatının rotası, bugüne değin sıkça sanatın konusu oldu. Yaşamın bir anında atılan adımın bütün bir hayatı nasıl biçimlendirdiği üzerine çok roman okuduk, çok film izledik.
Tiyatro Öteki Hayatlar'ın yaptığı "bunlardan biri" olmanın ötesinde. H. Can Utku'nun yazıp yönettiği "Adviye" adlı oyun, "Başka türlü olmalıydı" kaygısının umutsuzluk ile yoğrulduğu hayatları tartışıyor. Tercihlerle biçimlenmiş hayatlardaki mutsuz insanın, biraz da bugünün sorunlarından kaçışın bir yolu olarak "başka türlü bir hayat" düşü kurduğunu anlatıyor. Bu yargı kendi içinde paradoks da taşıyor elbette; mutsuzluğu büyüten ve insan için yaşadığı hayatı çekilmez kılan bir paradoks bu.
Mutsuzluk, umutsuzluk...
Otuzlu yaşlarda iki kadın görüyoruz sahnede... Aynı hayata, aynı anda, aynı koşullarda başlamış iki kadın. Birinin raflarında düğün fotoğrafları, diğerinde kalın hukuk kitapları var. İki kadının da adı Adviye... Aynı hayatı farklı biçimlerde yaşayan iki kadın da, mutsuzluk ve umutsuzluk ile yüklü ve intiharın eşiğinde. İki kadın kendi hayatlarını sorguluyor, geçmişlerinin en ince ayrıntılarını, en gizemli korkularını ortaya serdikleri "psikolojik" bir tartışma sürdürüyorlar. "Yoksa hepimizin hayatlarının birden çok versiyonu mu var?" sorusuna yanıt arayan oyun, tipik bir "başarılı iş kadını" ile "çocuk büyüten ev kadını"nın çelişkisini ortaya koymakla yetinmiyor.
Elbette, "başka türlü olabilir" bütün hayatlar. Hatta, olmalı da... Yoksa deneyimin, ders almanın, kendini geliştirmenin ne anlamı kalır. Yeni bir hayat istemenin de kötü bir tarafı yok kuşkusuz. "Adviye"lerin sorunu, kendi hayatları ile barışık olamamak ve yaptıkları tercihlerin getirdiği yeni sorunlarla başetme çabasına girmek yerine, kaçmayı yeğlemek... Bu kaçış oyunda "intihar girişimi" olarak kendini gösterse de; hayatta "kabullenme" olarak da çıkabiliyor insanın karşısına...
Yeni bir topluluk
Bu yıl kurulan, yeni bir topluluk olan Tiyatro Öteki Hayatlar'ın sahneye koyduğu "Adviye"yi H. Can Utku yazıp yönetmiş. "İki kadının aynı kadın olduğu"na dair düğümün erken çözülmesi, bir süre "Eee bundan sonra ne olacak?" sorusunu sorduruyor ve "çok erken final" hissi uyandırıyor. Ancak, asıl düğümün kısa sürede yeni düğümlerin devreye girmesi dikkatleri yeniden oyuna toplamayı başarıyor. Yine başlangıçta, oturma odasını renklerle ortadan ikiye ayırmak ve iki tarafa farklı hayatları anlatan aksesuarlar yerleştirmek algıyı güçlendiren unsurlar olmuş. Ancak, başlangıç bölümü ile ilgili olarak ışık tasarımının bu mesaja verdiği desteğin güçlü olduğunu söylemek güç. Oyuncular İdil Engindeniz ve Şehrinaz Kartal'ın ise rollerinin altından başarıyla kalktığını, canlandırdıkları karakterleri mimikleriyle de ortaya koyduklarını söylemekte fayda var.
Topluluk hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse, Galatasaray Üniversitesi Tiyatro Topluluğu'nda yolları keşisen ve yaklaşık 10 yıldır birlikte tiyatro yapan bir kadro Tiyatro Öteki Hayatlar. Mezuniyet sonrası "tiyatro devam" kararı verip tiyatromuza yeni bir topluluk kazandırmışlar.
Farklı bir hayat mı?
Uzun sözün kısası, Tiyatro Öteki Hayatlar, ilk oyununda adına nazire yaparcasına, "farklı bir hayat"ı tartışıyor. Ve hayatın içindeki tüm "Adviye"lere, yeniden bir düşünme şansı veren bir oyun çıkarıyor. Farklı algılara da olanak tanıyan, izleyiciyi kendi hayatı ve tercihleri ile ilgili de düşünmeye yönelten bir oyun "Adviye". "Farklı seçimlerin aynılığı, bir türlü memnun olamadığımız hayatlarımızın aslında nasıl da tam istediğimiz hayatlar olduğu gibi başka fikirlere kapılmak da mümkün" diyor Tiyatro Öteki Hayatlar. Memnun olamadığımız bütün yönlerine, şikayet ettiğimiz bütün sorunlara karşın öyledir elbette. Unutulmaması gereken, memnun olunmayan gidişi "değiştirme" kararının da bir tercih olarak hep yanıbaşımızda durduğu...
"Adviye", her Çarşamba saat 20.00'de Beyoğlu Halep Pasajı'ndaki Maya Sahnesi'nde görülebilir.
Mustafa Kara