• Facebook
  • Twitter
  • Instagram

"Tiyatro, öteki hayatlardır..."

Kimimiz ilkokulda öyle ya da böyle başlamış tiyatro yapmaya, kimimiz üniversiteye gelmeyi beklemiş, kimimiz hep oynamış, kimimiz yazmış bütün bu yıllar boyunca... Derken hepimizin yolları Galatasaray Üniversitesi'nde kesişti. Farklı yıllarda başladık üniversiteye, farklı bölümlerde okuduk ama hepimiz aynı yerde buluştuk sonunda : GSÜ Tiyatro Topluluğu'nda.

Doksnalı yılların sonlarından bu yana birlikte tiyatro yapıyoruz, Jean Genet de oynadık, Arthur Miller da, Melih Cevdet Anday da. J.L. Mankiewicz'ten Eve Hakkında Her Şey'i tiyatroya da uyarladık, Dario Fo'dan Yalnız Kadın da geçti sahnemizden, Dürenmatt'tan V. Frank da. İlk kez bizim çevirip sahnelediğimiz oyunlar da oldu, H. Can Utku'nun yazdığı oyunlara can verdiğimiz de sahnede... Bütün üniversite toplulukları gibi biz de her şeyi yaptık tiyatroda; ışık, dekor, kostüm... Sonra yavaş yavaş mezun olmaya başladık ama yine GSÜ'deydik, tiyatroylaydık. Birkaç yıl daha geçtiğindeyse artık kendi tiyatromuzu kurmaktan başka gideceğimiz bir yer kalmamıştı, biz de sonunda gözümüzü kararttık ve 2005 yılında "Tiyatro Öteki Hayatlar"ı yarattık. "Tiyatro, öteki hayatlardır" demişti çünkü bugün de aramızda olan Zeynep Seda Aksoy bir oyunumuzun broşüründe ve biz de sevmiştik bu ismi...

Ağustos Sonu On Başıbozuklar Zirvesi Üç Yapraklı Yonca Yaz-Boz Adam Fatih'te Son Tango Düriye Teyze Elim Sende Doktor Mangalyürek Kış Masalı Yalnızlık Oyunları Karşılaşmalar Öteki

Başlangıçta hareket noktası tiyatro için birlikte çalışmak ve birlikte üretmek olan Öteki Hayatlar, hem izleyicisinin hem de bizzat oyuncularının içindeki durumlarda kendi yaşamından, günlük hayatta bire bir karşılaştığı çatışma, ikilem ve açmazlardan parçalar bulabileceği oyunları sahnelemeyi tercih etti. Bunu yapmanın en iyi yolunun da kendi metinlerini üretmek, sahnede savunduğu düşüncelere bizzat sahip olabilmek olduğunun da çok geçmeden farkına vardı. Öyle ki zaman içinde Türk tiyatrosuna yeni metinler ve hatta yeni yazarlar kazandırmayı da kendine görev edindi. Oyunlarımızdan “Karşılaşmalar” ve “Adviye” bizden sonra devlet tiyatrolarında da sahnelendi. “Ölü Güvercin” Mitos Boyut 1. Oyun Yazma Yarışması’nda başarı ödülüne değer bulunurken “Elim Sende” de Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü'nü kazandı. Oyunlarımızdan birçoğu Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki üniversite tiyatroları ve diğer amatör topluluklar tarafından da sahnelendi.

Oyunlarımızda tiyatronun öteki hayatlar demek olduğu fikrini aklımızdan hiç çıkarmadan empati fikrine ağırlık veren, her türlü bireysel ya da toplumsal çatışmaya karşılıklı açılardan bakmaya özen gösteren bir yaklaşımı korumaya çabaladık. Bizim için tiyatronun anlamı, bir oyun süresince bile olsa izleyiciyi kendi varoluşunun çerçevesinden biraz dışarı çıkmaya, içinde yaşadığı gerçekliğe biraz da farklı pencerelerden bakmaya çalışmaya çağrıda bulunmak oldu. Bulduğu yanıtları izleyicileriyle paylaşan bir tiyatro olmak yerine ele aldığı konularda izleyicilerini daha fazla soru sordurmaya, hazır yanıtlarını bir kere daha gözden geçirtmeyi amaçlayan bir tiyatroydu bizim aradığımız. Bu arayışımızı bugün de ısrarla sürdürüyoruz.